13 Şubat 2012 Pazartesi

merhaba valentine.

sevgililer günü ile ilgili birkaç şey yazmasam ölürdüm, bu yüzden yazıyorum evet.
aslında tırt bir gün. şimdi diyeceksiniz ki sevgilin yok bu yüzden konuşuyorsun tırt mırt diye.
arkadaşım, metis ajandasında bile 14 şubatın altında sevgililer günü yazmıyor. küvette kitap okuma günü bile değer bulmuşken ajandaya göre, sevgililer gününün hiçbir anlam ve önemi yok.
benim sevgililer gününde hiç sevgilim olmadı mı tabi ki oldu amma velakin ben gidip sevgilimle buluşmak yerine playstation' da pes oynamış insanım ki bu çok acı verici aslında. ya da 14 şubata gelmeden 1 gün önce ayrılmışımdır. nedense sevgililer gününe karşı içimde pek istek yok. 
sevgililer günü, liselilerin günü bence. çünkü o gün mini ekoseli etek giymiş kızlarımız ve ellerinde bir adet gül, yanlarında bıçkın liseli ya da değil delikanlılar olacak. ya da böyle kafe köşelerinde yine mıç mıç olan tipler. of çok çirkin. 
bir keresinde de ben starbucksta çalışırken elinde kocaman kalpli balonlar olan kızlar gelmişti o daha da felaketti, canım yapmayın etmeyin nolursunuz vallahi yapmayın. ne gerek var o kadar kalbe. zaten çocuk sana kalbini vermiş. balondan kalbi napacaksın?
bir de sevgililer günü için birçok yine tırt yorum var sevgilisi olmayanların kullandığı onlar da şu şekilde: sevgililer için zaten her gün sevgililer günü falan, yarın da yalnızlar günü ehe mehe falan diye. canım, bakın böyle şeylere hiç gerek yok. evet sevgiliniz yok ama neden böyle bir şey söyleme gereği duyuyorsunuz ki anlamadım gitti. hele sevgililer gününden sonra yalnızlar günü olması kadar saçma bir şey yok bu tamamen sevgilisi olmayanların uydurmuş olduğu avuntu.
kısacası, sevgililer günü tırt bir gün. ama tabi sevgiliniz varsa 'sevgililer günü' etiketinin altında kalmadan buluşun, edin, gülün, gezin ne biliyim. 
sevgililer gününde sevgiler.